Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şükredilmeyen nimetler kaybedilmiş ilahi imtihanlardır

“Şükredilmeyen nimetler kaybedilmiş ilahi imtihanlardır.” Bu cümle beynime ok gibi saplandı. Nedeni ise şu farkındalığı kazandırmış olması: İnsanlar imtihanın sabır ve şükür üzerinden olacağını biliyorlar evet ama çoğu kez sabır imtihanında zorlandıkları için şükür imtihanının kolay olduğunu ve ben de zengin olsam infak ederdim şükür ederdim, ya da benim de imkanlarım olsa bende şöyle yapardım diyerek şükürle imtihan olmayı istiyorlar. Düşünüyorum da aslında şükür imtihanı öyle kolay bir şey değil. Bu cümle ile aslında sahip olduğumuz her şeyin bir şükür sebebi , her türlü imkanın Allah’ın bir lütfu olduğunu ve her an hamd ile geçirmek gerektiğini farkediyorum.  Düşünsenize sadece aldığınız nefes için bile ne kadar şükretsek bu nimetin bir karşılığı olmayacak tam anlamıyla. Biz bu kadar nimetlerle donatılmışken bu nimetlerin şükrünün yapılmaması imtihanın kaybı demek oluyor. Şükür vesilelerine ‘imtihan’ bakış açısıyla bakamıyoruz. Sabır imtihanı zorluk geçince kalkıyor belki a...

Kıyamet Şuuru

Kıyamet insanda hazırlıklı bulunma halini yansıtır. Çünkü insan her an ölebilir ve bir yandan öte dünyanın hesabına hazır olması gerekmektedir. Ölümle yaşam arasındaki farkındalık kıyamet şuuru ile sağlanır. Kıyamet şuuru insanı kendi kendisinin gözcüsü yapar. Her davranışını kayıt eden melek gibi onunla beraberdir, ondan kopmaz. Ayrıca insanı dengede tutar. Ne sonsuz yaşayacak gibi dünyaya bağlanır, ne de büsbütün dünyadan el etek çeker. Kıyamet ne zaman olursa olsun insan bir saat sonra kıyamet kopacakmış gibi öte dünyanın hesabına hazırlanırken öte yandan dünyadan da nasibini alır. Kıyamet bir son değil, yeni bir hayatın başlangıcı aslında. Sonu ölüm değil bir diriliş! Bu diriliş sonunda daha iyi olma ihtimali var. Bu yüzden dünya kıyametten sonrası için yani ahiret için bir tarladır. Bu tarladan verim alabilmek için iyi çalışmak lazım. Bize bu konuda "sabır" oldukça yardımcı olacak. Çünkü sabır, başarının tohumudur. Bir iş bir dakika önceye veya bir dakika sonraya ka...

İlim Talebesinin Görevleri(İlmin Fazileti-İmam Gazali #2)

1-Öğrencinin her bakımdan ruh temizliğine sahip bulunması Öğrenci, her türlü kötü huylardan arınmış, tertemiz bir ruh sağlığına sahip bulunmalıdır. Çünkü ilim, kalbin ibadeti/kulluğu demektir. İmam Gazali, "bu gizli namaz manasındadır." diyor. İç dünyasında Rabbiyle yaklaşmak ve baş başa bulunmak demektir. İç dünyasının kötü ahlaktan arınması gerekir ki manevi namaz olan ilim sayesinde gönül huzura kavuşabilsin. Bir başkasının başına gelenlere bakarak ders çıkarmalı ve kendi nefsine çıkardığı dersten dünyaya bakış açısını değiştirmeli. Öyle ise insanın binası olan bu evden yani kalbe gidecek olan ibret dersi çıkarmalı, gönlüne iyi bakmalıdır. Çünkü gönül Allah'ın binası olan bir evdir. 2-Dünya ile olan aşırı bağları kesmek Öğrenci dünyaya aşırı şekilde bağlanmamalı.Çünkü bir gün buradan ayrılacak. Dünya ile bağı sürdürmek demek insanı meşgul etmek ve yapması gereken manevi hizmetlerden alıkoyması demek. Allah kimsenin içinde iki kalp yaratmamıştır. Çünkü düşünc...

Neden İlim Öğrenmeliyiz? (İlmin Fazileti-İmam Gazali #1)

Ayıplarımızı örtecek elbise " ilim ", süsleneceğimiz kıymetli elbise " iman ", takva elbisesi de " haya ve ar duygusu " dur.   Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:  "De ki: Bilenlerle bilmeyenler hiç, bir olur mu?"   (Zümer Suresi" Rabbimizden ilim talep etmeliyiz. İlim örtüsü üzerimizde olduğu sürece günahlardan dönme yolu açık olur, Allah kulunu uyarır. Gaflete düşmemek için ilimle ve boşta kalmayarak ibadetle meşgul olmalıyız. Hz. Lokman oğluna alimlerle oturmasını, onların meclislerinde bulunmasını öğütlüyor.  Çünkü her şeyden münezzeh olan Allah, hikmet nuruyla kalpleri diriltir, tıpkı gök yağmurlarıyla yeri dirilttiği gibi.. Rabb'imizin gök yağmurlarıyla yeri dirilttiği gibi kalplerimizi diriltmesini istemez miyiz?  Neden ilim öğrenmeliyiz? İnsanda bizzat aranan ve istenen, ahiret saadeti ve Allah'ın cemaline bakma lezzeti ve hazzıdır. İlim de ahirete ve oradaki saadeti elde etmeye vesile olur. İlim insanı Allah'a yak...

Kitap: Delilik Ülkesinden Notlar-Ayşe Şasa

Ayşe Şasa, kitabın Sunuş bölümünde "Koyu bir inançsızlıktan yoğun bir inanca yönelen biri, yol üstünde neler yaşar, neler görür, neler söyler?" ifadesini kullanıyor. Bu cümle kitap içeriği hakkında bize bilgi veriyor. Kitapta şizofreni hastalığından tasavvuf ile kurtuluş hikayesi anlatılıyor. Ayşe Şasa, doğar doğmaz Avrupa'da önemli bir çocuk bakımı okulundan diplomalı, Macar Yahudisi bir kadına teslim ediliyor. Bir mürebbiyenin eşliğinde büyüyor. Çok disiplinli mürebbiyelerin elinde zor bir çocukluk dönemi geçiriyor. Hayat hikayesi için; Hep bir arayışın, hakikat arayışının özeti olduğunu söylüyor.  Daha 6-7 yaşlarından başlayarak bu alemdeki varlığının sebebini, çevresindekilerin özelliklerini sorgularmış. -Yaşamın anlamını sorgulama konusundaki saplantılı alışkanlığını anneannesine borçlu olduğunu söylüyor.- Kitabın ilk kısımlarında delilik dönemlerindeki notlarını paylaşıyor. Duygularını, düşüncelerini sürekli akıllıların dünyasına özgü tarzda kodlamaya çalıştığı...

Son ise?

Kimse yaptığı şeyi bir daha yapabilecek mi ya da son kez mi yapıyor bilmiyor. Belki son kez yürüyor, son kez kahve pişiriyor, son kez kardeşine sarılıyor, son kez pencereden bakıyor, son kez gökyüzüne bakıp huzur buluyor, son kez gülüyor, son kez ağlıyor, son kez o masada yemek yiyiyor, son kez o bardaktan su içiyor, son kez kızıyor, son kez secde ediyor, son kez giyiyor o elbiseyi, son kez bakkala gidiyor, son kez kitabın kapağını aralıyor. Ve son kez nefes alıyor. Son kez nefes. Her şey son olunca ne kadar da anlamlı oluyor değil mi? O kahvenin tadı bir başka damağında kalıyor,  bedenini saran rüzgar daha bir şefkatli, yağmur damlalarının sesi bir başka huzur verici, gökyüzü bir başka göğsünü genişletiyor, kardeşine sarılman bir başka sıcak, adımını attığın o yer başka, yemek yediğin masa bir başka, çay içtiğin bardak bir başka, sevdiklerin, söylediklerin, yaptığın her şey bir başka. Ömrün bir başka değerli. Son olduğunu bilsen daha özenle yapardın her şeyi. Hiçbir anı kaçırmak i...

Kitap: Aptallaştıran Eğitim-John Taylor Gatto

Gatto, okulların çoğalmasını değil, azalması gerektiğini düşünen, hatta okula karşı olan biri. Kendisi ayrıca ilkokul öğretmeni. Sıkıntıyı hiç olmayacak çocukların, hiç beklenmedik anlarda insanın mükemmelliğinin içgörü bilgelik, adalet, beceriklilik, cesaret, özgünlük gibi sayısız örneklerini sergilemesiydi diye tarif ediyor. Bu okula dair kafasını karıştıran sebeplerden biridir. Zamanla, onları kendi kendilerinin öğretmenleri olacakları ve kendilerini, kendi eğitimlerinin en önemli ders kitabına dönüştürme şansına erişecekleri konumlara itmeye çabalıyor. Çocukların yaradılışlarından gelen dehalarının ortaya çıkmasının önündeki engellerden nasıl kurtulabileceklerini keşfetmeye başlıyor.  Öğrencilerini kendi bireysel doğrularına götüren yoldan ilerlemeye yöneltiyor. Gatto, toplumun yaşlılarla ve çocukların kaynaşmasına ihtiyacı olduğunu söyleyerek önemli bir konunun altını çiziyor. Öğrenme ile ilgili şöyle diyor: "Öğrenme, bir kurumun düzgün işlemesi için ayarlanmış ...

Siyer'i Nasıl Okumalı?

Doğru okumak:   Bütüncül bir okuma yapılmalı, aceleci davranılmamalı, özellikle hüküm beyan edilecek yerlerde o konu hakkındaki rivayet ve değerlendirmelerin büyük bir kısmına ulaştıktan sonra nihai hüküm verilmelidir.  Satırdan sadıra okumak:   Siyer'i sadece satırlardan değil, olayların içerisine dahil olarak, sanki oradaymış gibi, sanki o hadiselerin içerisindeymiş gibi okumamız bize çok farklı istifade imkanı sunacaktır. Bu canlı okuyuş insanı sıradan bir tarih, menkıbe, kıssa okur gibi soğuk bir halde kurtaracak, bizi bazen heyecanlandıracak bazen duygulandıracak bazen kızdıracak bazen sevindirecek, yani bizi okunan metnin içerisine çekerek, farklı bir pencere açacaktır.  Mesele o günün dünyasına dahil olmak, ama bugünden de kopmamak, oradan alınan mesajları buralara taşıyabilmektir. Sebep-sonuç bağlamında okumak: Olayları sebep-sonuç bağlamında değerlendirmeli, bütüne bakılmalıdır. Bir kaşif gibi okumak: Siyer'i her gün yeniden ve bir kez daha keşfet...

Nasıl Siyer Öğrenmeliyiz?

Nasıl Siyer Öğrenmeliyiz? sorusu işin usül ve üslubu ile alakalıdır.  En temel ilkemiz: "Siyer'i Kur'an'ın hakemliğinde ve Kur'an'ın rehberliğinde öğrenmek" olmalıdır. Eğer siyer Kur'an'ın hakemliğinde ve onun mutlak manada rehberliğinde okunmaz ve öğrenilmezse her an yanlış yerlere kapılar açabilir, ifrad ve tefride düşebilir, gereksiz yere zihinler farklı noktalara kayabilir. Bu tarz yanlışlara düşmemek için en başta Siyerin asli ve temel kaynağı olan Kuran-ı Kerim üzerinden Efendimiz aleyhisselam tanınmalıdır. Siyer'den hakkı ile istifade edebilmek için üç tarihsel ortamı iyi bilmek gerekir: Hz. Peygamber öncesi ortam Hz. Peygamber'in yaşadığı ortam Hz. Peygamber sonrası ortam Coğrafya ve dönem şartlarını bilmek, o dönemde yaşananları ve alınan kararları anlayabilmek noktasında çok önemlidir. Siyeri tarihsel bir olarak olarak öğrenmekten öteye geçerek, hayatın inceliklerini öğrenme maksadı ile öğrenildiğinde istifade dah...

Neden Siyer Öğrenmeliyiz?

Siyer, tavır, hareket, hayat tarzı, gidişat, tedbir gibi anlamlara gelmektedir. Ayrıca siyer, Hz. Peygamber'in (aleyhisselam) doğumundan vefatına kadar hayat hikayesini, ahlakını, şemailini, mucizelerini konu edinen ilmin adıdır. Müslümanlar için Peygamber Efendimiz'in aleyhisselam hayatı ve O'nun her hatırası çok değerlidir. Çünkü Efendimiz en güzel örnek, en güzel ahlak sahibi, en doğru rehberdir. Allah Teala Haşr Suresi 7. ayette " O, size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da uzak durun ." buyuruyor. Peki eğer bizler siyer ilmini bilmez ve öğrenme gayretinde de olmazsak bu ayetteki emri nasıl yerine getirebiliriz?  Allah Teala Bakara Suresi 151. ayette şöyle buyuruyor: "Nitekim kendi içinizden size ayetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size Kitab'ı ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi size öğreten bir Resul gönderdik."  Efendimiz aleyhisselam Kur'an'ın ilk muhataplarından olduğu için, Onu bizlere teb...

Kitap: Öğretmen Olmak Bir Can'a Dokunmak-(İrfan Erdoğan,Doğan Cüceloğlu)

Kitap meslek hayatım için fikirler vermenin yanı sıra bireysel olarak toplumdaki rollerimde de farkındalık oluşturmamı sağladı. 

Kitap: Benliğini Arayan Çocuk-Virginia M.Axline

Kitap ailesi tarafında zihinsel geriliği olduğu düşünülen bir çocuğun oyun terapisi ile benliğini bulmasını anlatıyor. Dibs adında erkek bir çocuğun gerçek hayat hikayesinden alınmış ve kitapta bulunan diyaloglar tutulan kayıtlardan direkt olarak aktarılmış. Bu da kitabı daha anlamlı ve cazip kılıyor.

Kitap: Edinerek Öğrenme-Pedagog Adem Güneş

Çocuk eğitimi çocuğa laf geçirmek değil, çocuğun sevgisini kazanmak, O’nun kalbine girebilmek, sevgi ile hitap edebilmektir.

Kitap: Çocuk Neyi Neden Yapar?-Pedagog Adem Güneş

Çocukların iki tür ihtiyacı vardır. Bebeğin dünyaya geldiği andan itibaren gösteren ihtiyaçlar: “temel ihtiyaçlardır.” Bu ihtiyaçlar bebeğin yetişkin olma serüveninin temelini teşkil eder diyor yazar. Diğer ihtiyaçlar ise doğuştan değildir. Yaş ilerledikçe oluşacak ihtiyaçlar ise ortaya çıkar. Buna da “gelişimsel ihtiyaçlar” denilir.

Eşsiz Bir İkram : İmanın Lezzeti

İnsan hayatının herhangi bir döneminde imanın lezzetini bir kere bile olsun aldı ise onu kaybettiğinde neyi kaybettiğini çok iyi biliyor ve yitiğini bulamama hüznü ile gönülde ki o yeri dolduramıyor. 

Rızıkları veren Allah'tır

   Geçen Gülhane parkında oturmuştuk bir arkadaşımla. Ordan geçen bir grup genci gözlemliyordum. Elinde bisküvi ile ilerliyordu. Bir an konuşurken gülmekten elindeki bisküviden birkaç tane yere düşürdü. Fakat konuşmalarına devam ederek gittiler.

Âh ölüm!

Yolculuk sırasında camdan dışarıyı seyrederim. İnsanları gözlemlerim. Ve daldığım düşündüğüm sıralarda bazen gözümün önünden bir anlık yeşil bir araç geçer. Sonra gözlerim peşinden geriye doğru ilerler. Ve o an o gün kendime ölümü hatırlatırım.

Allah'a Yaklaşmanın Yolları

Esselamu aleyküm.  Allah'a yaklaşmak için öncelikle Rabbimizin bizde görmek istemediği, hoşlanmadığı şeyleri bilmemiz ve onlardan sakınmamız gerekir. Daha sonra da Rabbimizin sevdiği özellikleri, kendimizde toplamaya çalışmalıyız.

Kitap Özeti: Dr. Mehmet Yakup Buğra-Hatıralarım(Doğu Türkistan'ın Gerçek Hikayesi)

Kitap Abdullah Oğuz tarafından hazırlanmıştır. Hatıraların sahibi Dr. Mehmet Yakup Buğra'dır. Yazar, çoğunlukla 1949-1976 yılları arasında Mao dönemi Doğu Türkistan'da yaşanan şahidi ve mağduru olduğu hadiseleri/zulümleri aktarmaktadır.

ALINTI: Allah’ın rızası doğrultusunda bir yaşam tarzı nasıl elde edebiliriz? (Nureddin Yıldız)

Bu konuda çok güzel öğütleri olan, kısa ve net ifade edilmiş Nureddin Hoca'nın makalesini buraya bırakıyorum.  "Allah’ın rızası doğrultusunda bir yaşam tarzı nasıl elde edebiliriz? Nasıl bir yol izlemeliyiz nereden başlamalı, ne okumalıyız?

Üstünlük Ancak Takvada, Allah'tan Korkmaktadır

Aklımın ermediği şeylerden biri birini ayırmak, kendini üstün görmek ve farklı görmek. Kimiz ki kimden üstün ve farklıyız. Ayrıcalıklı olduğumuzu düşündüğümüz şeyler gerçekten bizim mi? Mesela bir insan sağlıklı olduğu için kendini üstün görebilir mi? Ya da zengin olduğu için. Sonuçta fakir olan insan kendi mi ister öyle olmayı. Eğitim göremeyen ama ailesini geçindirmek için çalışan insanlar kendi mi tercih etmiştir soğukta dıșarıda karton toplamayı? Ya da engelli olmayı insan kendi mi tercih etmiştir?

Kitap: İrade Terbiyesi-Jules Payot

İrade zayıflığı, başarısızlıkların sebeplerinden biridir. İnsan çaba göstermekten ve özellikle süreklilik gerektiren çabadan korkar. Kararlı bir iradenin karşısında ancak devamlı bir güç durabilir. İlk yıllarda etkin bir şekilde çalışmak kişiyi zorlayabilir. Ancak kısa zaman sonra zihni çaba, araştırma gerektiren işler zamanla alışkanlığa dönüşür.  Gençlerde en çok rastlanan zaaf  uyuşukluk  ve  isteksizliktir . Mücadele etmeden mutlu olunmaz, her mutluluk az çok çaba ister.

Rahmet Mevsimi Üç Aylar: Bilinç Oluşturalım

Üç aylar, hedefin Ramazan-ı Şerif olduğu yoldur. Bizler dünyada yaşıyoruz ama ahiret için yaşamalıyız. Bu kolay bir şey değil. Dünya-ahiret dengesini korumak pek de kolay olmuyor. Terazinin dengesi dünyaya meylediyor/kayıyor. Ayet-i kerime veya hadis-i şerif duyduğumuzda dünyadan kopabiliyoruz bazen fakat her daim bu bilinçte olamıyoruz. Hep bu bilinçte olabilmemiz için bir rehberimiz olmalı. 

Mustafa Kutlu-Sevincini Bulmak(Alıntı)

Cenabı Hak kitabında diyor ki:"Ben insanları ve cinleri bana kulluk etsinler, yani ibadet etsinler diye yarattım." Bu ayet insanın varlık sebebini gösterdiği gibi tutacağı yolu da gösteriyor.   -Sebep? Yani Allah neden böyle bir şey yapmış? Sebep? -Bu soru abestir. Biz kuluz. Hikmet-i Hüda'yı bilemeyiz. Şeytan sürekli dürter bizi. Bileceksin, gözü kapalı inanmayacaksın diye. İnsanı kibre, şirke teşvik eder. Oysa insan kul olmanın şuuruna ererse, zevkine de erer, iman ateşi kalbi istila eder. Kısaca ne yapmak lazım, diye sorarsan, Hz. Peygamber  bize kılavuzdur. O'nun gibi olmak, O'na benzemek için çabalarız. Duamız şudur :Ya Rabbi imanımızı kemale erdir. Cenab-ı Hak kulun kalbinden kopan duayı geri çevirmez. Lutfeder imanımız kamil olur. Önce mümin sonra Müslim oluruz. Hayatın manası bu işte. 

İman Kalptedir

İman etmek gönülle olur. İnsan eğer iman ettiyse Rabbine teslim olmalıdır. Çünkü iman ettiği zaman müslüman olur ve müslüman ise Allah'a teslim olan kişi demektir. İman ettiği dinin İslam'ın kusursuz olduğunu bilmelidir. Ve bu dinin Peygamber Efendimiz aleyhisselam olmadan olmayacağını da bilmelidir. Çünkü iman ettiği Kuranı Kerim'de Rabbi ona Peygamberini örnek gösteriyor. "Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır." Ahzab Suresi 21.ayet O zaman Allah'a kavuşmayı uman herkesin örnek alarak yaşayacağı hayat Peygamber Efendimiz'in aleyhisselam hayatı olacaktır/olmalıdır. İnsan gönülden Allah'a teslim olarak iman ederse, bir fitne aramaz aksine dinini iyi öğrenmek için araştırma yaparsa Rabbi onun yardımcısı olur. İlim verir. Dinin emirlerini kendisi için esnetme amaçlı bir araştırma değildir bu. İlmi Allah'a yaklaşmak, Allah'ın razı olduğu k...

Ahiret hayatı senin için dünya hayatından daha hayırlıdır

Muhakkak ahiret hayatı senin için dünya hayatından daha hayırlıdır. Buna o kadar inanıyorum ki. Hatta beni kamçılayan şey bu oluyor çoğu zaman. Dünyaya bağlanıp, gaflete sürüklenmekten kurtarıyor. Çünkü dünyanın bir sonu olduğunu biliyorum. Kendimin bir sonu olduğunu biliyorum. Hatta dünya içinde değer verdiğim şeylerinde sonu olduğunu biliyorum. Hepimiz biliyoruz. Çünkü hepimiz ölüm gerçeği ile bir şekilde tanıştık.

Bize verilen bu hayatta Allah'ın bizden beklediği nedir?

🌱Herkesin istekleri, hayalleri vardır. Bunlar dozunda olduğu zaman güzeldir, motive eder, mutlu eder, umut verir. Fakat fazlası artık insanı değiştirmeye başlar. Gösterișin bol olduğu bu dönemde insan kendini ve değerlerini korumazsa, bencilleșmeye başlar. Beğenmek, imrenmek, bende de olsun diye istemek normaldir. Fakat bir zaman sonra "Neden bende yok onda var. Neden ben mutlu değilim onlar hep mutlu. Benim yok onunda olmasın. Ben mutsuzum oda mutsuz olsun..." gibi bir sürü vesveseye muhatap kalınır. Kişi kendini kontrol etmezse bunun ilerisi isyan etmeye kadar gider. Fakat herkesin imtihanı farklıdır.