Rızıkları veren Allah'tır
Geçen Gülhane parkında oturmuştuk bir arkadaşımla. Ordan geçen bir grup genci gözlemliyordum. Elinde bisküvi ile ilerliyordu. Bir an konuşurken gülmekten elindeki bisküviden birkaç tane yere düşürdü. Fakat konuşmalarına devam ederek gittiler.
İçimden eleştiriyorum tabi. Elindeki nimet yolun ortasına düşürdün, bari kenara koysaydın diye. Düşünceme nokta bile koyamadan bir karga geldi, bisküviyi aldı ve minik adımlarla yoluna devam etti.
İşte dedim, senin gördüklerinin perde arkasında neler oluyor bilmiyorsun bak ispatı. Meğer o bisküvi karganın nasibiymiș. Rabbim yarattığı kargayı aç bırakmıyor, rızkını veriyordu gözümün önünde. Tıpkı bu olayda olduğu gibi başımıza gelenlerin iç yüzünü göremiyoruz ve şikayet ediyoruz bazen. Biz hakkımızda neyin hayırlı, neyin şer olduğunu bilmiyoruz. Biz anlık görüyor ve öyle değerlendiriyoruz. Oysaki Allah, bir plan dahilinde kusursuz şekilde ilerletiyor hayatımızı.
Allah'ım hayır gördüğüm şer, şer gördüğüm hayır konusunda en doğrusunu Sen bilirsin. Hakkımda en güzelini de Sen bilirsin. Hasta oluyoruz ama bilmiyoruz ki belkide o hastalık günahlarımızın affedilme sebebi olacaktır. Bizden beklenen imtihana sabırdır, derdin sahibinin derman olmasını istemektir belki.
Allah'ım Sen istiyorsun ki bizim Senden başka gidecek kapımız, Senden başka isteyecek kimsemiz olmasın. Senden başkasına muhtaç olmayalım istiyorsun. Bize verdiğin sıkıntılarla bizi kendine yaklaștırmak istiyorsun. Bize bunları görecek kalp gözü nasip et Allahım.
Biz sana çok muhtacız. Biz Senin merhametine, rahmetine, lütfuna çok muhtacız. Ve ben istiyorum ki Senden başka kimseye muhtaç olmayayım, her derdime Sen yetiş. Ben biliyorum ki sebepleri yaratan Sensin. Önce Senden isteyeceğim, Seninle dertleșeceğim.
Çünkü ben
İçimden eleştiriyorum tabi. Elindeki nimet yolun ortasına düşürdün, bari kenara koysaydın diye. Düşünceme nokta bile koyamadan bir karga geldi, bisküviyi aldı ve minik adımlarla yoluna devam etti.
İşte dedim, senin gördüklerinin perde arkasında neler oluyor bilmiyorsun bak ispatı. Meğer o bisküvi karganın nasibiymiș. Rabbim yarattığı kargayı aç bırakmıyor, rızkını veriyordu gözümün önünde. Tıpkı bu olayda olduğu gibi başımıza gelenlerin iç yüzünü göremiyoruz ve şikayet ediyoruz bazen. Biz hakkımızda neyin hayırlı, neyin şer olduğunu bilmiyoruz. Biz anlık görüyor ve öyle değerlendiriyoruz. Oysaki Allah, bir plan dahilinde kusursuz şekilde ilerletiyor hayatımızı.
Allah'ım hayır gördüğüm şer, şer gördüğüm hayır konusunda en doğrusunu Sen bilirsin. Hakkımda en güzelini de Sen bilirsin. Hasta oluyoruz ama bilmiyoruz ki belkide o hastalık günahlarımızın affedilme sebebi olacaktır. Bizden beklenen imtihana sabırdır, derdin sahibinin derman olmasını istemektir belki.
Allah'ım Sen istiyorsun ki bizim Senden başka gidecek kapımız, Senden başka isteyecek kimsemiz olmasın. Senden başkasına muhtaç olmayalım istiyorsun. Bize verdiğin sıkıntılarla bizi kendine yaklaștırmak istiyorsun. Bize bunları görecek kalp gözü nasip et Allahım.
Biz sana çok muhtacız. Biz Senin merhametine, rahmetine, lütfuna çok muhtacız. Ve ben istiyorum ki Senden başka kimseye muhtaç olmayayım, her derdime Sen yetiş. Ben biliyorum ki sebepleri yaratan Sensin. Önce Senden isteyeceğim, Seninle dertleșeceğim.
Çünkü ben
“Sizden herkes, ihtiyaçlarının tamamını Rabbinden istesin; hatta kopan ayakkabı bağına varıncaya kadar."(Tirmizî, Daavât 149, (3607, 3608)diyen Peygamberimin (aleyhisselam) ümmetiyim. Allah'ım bizleri tefekkür eden kullarından eyle. Teslim olan kullarından eyle. Düştüğümüzde elimizden tutan Sen ol Allah'ım. Âmin.
Yorumlar
Yorum Gönder