Yabancılaş-ma!

2024 yılının kelimesi "kalabalık yalnızlık" seçildi. Kalabalığın içinde yalnızlık. Yalın olmak. 

Ben bu kavramı çok olumsuz yorumlamıyorum. Hatta içinde bulunduğumuz dönemde belki de bazen gereken bir şey bu. İnsanı tüketen, yoran samimiyetsizliğe karşı yalın olma hâli. Ama başka bir kelime var ki o da yaşanırsa o zaman neye tutunabilir insan?

Ben bu yılın kelimesini "yabancılaşma" olarak seçmiştim. Kalabalıklar içinde yalnızlığın getirdiği bir sonuç bu. Bu kavram daha farklı. Kime yabancılaşıyor insan? Çevresine mi? Kendisine mi? İnsanın kendisine de yabancılaşmaya başladığını hissettiği bir an var. Kendine yabancılaşma. Bu zamana kadar biriktirdiğin her şeyin sarsılması, bir tür kaybolma. Seni sen yapan neyse onda kendini bulamamak. Hayatın hengamesinde bir tür savrulma. İzini takip ettiğin anlamın bulanıklaşması. İşte bu bir yıkım. Anlam yitince heyecan da kırılıyor. Allah'ın sinek kanadı kadar değer vermediği dünya için insanın duyduğu bu telaş... Oysaki her şey gelip geçmiyor mu? Geçerken varacağı yer neresi? Uğruna gösterilen bu telaş ne için? 

Oysaki şifa içten gelir. Kendisine yabancılaşan insan neye tutunabilir? Dur ve kalbine özenle bak. Orası hep çiçek kalsın. Bazen yaprak dökse de tomurcuklansın tekrar. Asıl kaybolmaması gereken bu. Hayat akıyorken, biz her zaman sevdiklerimizle birlikte değiliz. Kendimize yabancılaşıp olanı da yitirmeyelim. Kendimizi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kitap Özeti: Kendinle Savaşma Sanatı

Kitap: Benliğini Arayan Çocuk-Virginia M.Axline